İnterAjans Röportaj

AMSTERDAM (İnterAjans) - İnterAjans’ın röportajlar dizisinin bugünkü konuğu Hollanda Türklerinin yakından tanıdığı Turgut Torunoğulları. Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Dünya Türk İş Konseyi (DTİK) Avrupa Bölge Komitesi Başkanı da olan Edelstaal Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Turgut Torunoğulları, ticari yaşamdaki sıkıntılarını, hayallerini, ortaklığa bakışını, siyasete hazır olup olmadığını, sevdiği kitapları, dostluğa ilişkin düşüncelerini, gençlere verdiği önemi anlattı. Torunoğulları, “Mektupları saklıyoruz” dedi.

“BİR GÜN OTEL AÇACAĞIZ” DEDİK.
Turgut Bey, turizm sektörüne atılma düşüncesi nasıl oluştu?
“Bir dönem kooperatifler Türkiye’de çok meşhurdu. Birkaç arkadaşla birlikte 300 villalık bir proje için Çeşme’ye gelmiştik. Dönüşte de ‘bir gün bir otel açacağız, mutlu günlerimiz olacak’ hedefini koymuştuk. Çok şükür hedeflerimiz kat kat gerçekleşti.”

“HAYALLER BİTER Mİ?”
Şimdi hayaliniz ne?
“Hayaller biter mi? Allah’a şükür düşündüğümüz, hayal ettiğimiz her şey gerçekleşti. Bundan daha güzel işler yapmayı hayal ediyoruz. Para kazanmaktan ziyade, her sene 300-500 arkadaşımızı grubumuza katıp büyütürsek bundan mutlu olacağımızı düşünüyoruz. Şu an mevcut projelerimiz gerçekleştikten sonra yine inşaat ve otelcilikte yolumuza devam edeceğiz. Amsterdam’da bir otel projemiz var. Biz zaten sadece otel ve inşaat işi yapmıyoruz. 32 yıldır Avrupa’da Simtronic tencerelerini üretiyoruz. Azerbaycan’dan, Mısır’dan ortaklık teklifleri var. Rus işadamları ile çeşitli ortaklıklar konusunda görüşüyoruz. Başka projelere de 2 ya da 3 yıl içinde yöneleceğimizi düşünüyoruz.”

 

“EYLÜL’DE AZERBAYCAN’DAYIZ”
Simtronic tencerelerini Avrupa dışındaki ülkelerde pazarlama planınız var mı?
“Simtronic olarak Avrupa’nın hemen hemen her ülkesinde varız. İstanbul’da, Ankara’da iki yıldır aynı sistemle varız. Şu an istediğimiz noktada değiliz, ancak yavaş yavaş hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Eylül ayında da Azerbaycan’da ürünlerimizi pazarlamayı planlamaktayız.”

Kredi konusunda sıkıntı yaşıyor musunuz?
“Çok fazla kredi kullanmıyoruz. Ancak, kredi kullanmadan da olmuyor. 32 yıllık bir şirket olduğumuz için bizim zaten bir altyapımız var. Kredi ihtiyacımız olduğu zaman Hollanda’da veya Türkiye’de herhangi bir sıkıntı yaşamıyoruz. Kredi kullanacağımız zaman iki ülkedeki duruma bakıyoruz.”

“İSTİHDAM OLANAĞI YARATIYORUZ”
Yaptığınız işler ne kadar kişiye istihdam olanağı yaratıyor?
“Türkiye’de 1700-2 bin dolayında kişiye istihdam sağlıyoruz. Sezona göre bu sayı azalabiliyor veya yükselebiliyor. İnşallah önümüzdeki yıl mevcut projelerimiz devam ederse grubumuza 750 ile bin kişi arasında katılım olacak. Avrupa’da pazarlamacı olarak 800 dolayında insanımız var.”

“GENÇLER ÖNEMLİ”
Grup olarak her geçen gün büyüyorsunuz. Ailenin diğer fertleri de önemli görevler üstleniyorlar. Kuşak çatışması yaşanıyor mu?
“Biz gençlerin fikirlerine saygı gösteriyoruz. Eğer bizi ikna edecek bir fikir getirirlerse zaten ona yok demiyoruz. Gençlerin fikirlerini kendi fikirlerimizden ayırt etmiyor, fikirlerini kesinlikle göz ardı etmiyoruz. Özellikle o fikirleri uygulayabilmek için de yardımcı oluyoruz. Gençlerin fikirlerini kendi fikirlerimizden daha çok destekliyoruz ve önemsiyoruz. İyi bir iş adamı olabilmek için iyi eğitimli gençlerden oluşan ekip gerekli. İyi bir iş adamının, iyi bir araştırmacıya, iyi bir ekibe ihtiyacı var. Bu olmadan şirketlerin büyüme şansı yok. Tüm gençlerimizin iyi bir eğitim alarak yetişmesini istiyoruz.”

“KİM İŞİ İYİ YAPARSA GÖREVE O GELİR”
Yönetimde kızlar da var mı?
“Yönetimde kız-erkek ayrımı yapmıyoruz. En büyük kızım Özlem Avrupa’daki finans işine bakıyor. Bundan daha aktif bir iş olabilir mi? Avrupa’da en çok bayan çalıştıran bir grubuz. Kadınlara saygımız sonsuzdur. Kim işi iyi yaparsa göreve o gelir.”

Otellerinizin yatak kapasitesi giderek artıyor.
“Tahmin ediyorum 2013’ün beşinci ayında 6 bini yakalarız.”

Bir de hastane projeniz vardı.
“Fethiye’de çarşının içinde güzel bir arazimiz var. Şu an hastane aklımızda var ama bekliyoruz. Fethiye’nin tam ihtiyacı olan bir şeye karar vereceğiz. Şu anda proje olarak aklımızda hastane var, ancak en az 3 ya da 4 yıl düşünmek istiyoruz.”

“HER YIL OTEL YAPACAK DURUMDAYIZ”
Planlamalarınız uzun vadeli mi?
“2013 yılında 150 milyon euro yatırım yaptık. Fethiye’deki Sunlife otelin arazisini 2000 yılında almıştık. Otel 2013 yılında faaliyete geçti. Yani 13 yıl sonra. Marmaris’te, Fethiye’de bahsettiğimiz araziler de 2000 yılında alındı. Şimdi faaliyet için 2015’ten 2017’den bahsediyoruz. Hiç bir şirket günlük faaliyetlerle yürüyemez. 2016 yılına kadar olan projelerimizi tamamlayarak bitireceğiz. Edelstaal grubu olarak çeşitli dallarda yabancı ortaklarımız da var. Dolayısıyla yabancı ortaklarımızın ekonomik kaynakları, bizim grubun ekonomik kaynağı ile bir araya geldiği zaman artık beş yıldızlı otel yapmak sıkıntı olmaktan çıkacak. Ekstra bir paraya ihtiyaç yok. Bu otellerin kazancıyla, yurt dışındaki çalışmalarımızla, gruba bağlı şirketlerle ortaklaşa her yıl bir otel yapabilecek duruma gelmiş durumdayız.”

“2016 SONRASI BÜYÜMEMİZ HIZLANACAK”
Grubunuzun büyüme hızı konusunda neler anlatmak istersiniz?
“2016’dan sonra büyüme hızımız daha da yükselecek. Bankalara ihtiyaç duymadan her yıl bir, iki tane büyük yatırım yapabileceğiz. Şu an büyüme hızı yüzde 17-20 gibi gidiyor. Ama 2016’dan sonra çok daha hızlanacak. Ticaret farklı bir şeydir. 2016 yılına kadar elimizdeki mevcut projeleri bitireceğiz. Ondan sonra bu projeler kendilerini katlaya katlaya gidecektir. Bazen öyle şey oluyor ki arada bir şey çıkıyor, ‘bu projemde yoktu, ama bu çok iyi’ diyebiliyorsunuz. İşte o zaman projeleri kısıtlayıp yeni projeye yöneliyorsunuz. Başka bir kaynak bulmaya çalışıyorsunuz. Çok şükür Edelstaal Grubu olarak şu ana kadar krizlerden etkilenmedik. Başlangıçtan bu yana bizim grup olarak bir özelliğimiz var. O da kriz dönemlerinde iyi yatırımlar yapmak. 2001 krizinde de öyle oldu. Bu seferki krizde de. Muhteşem yatırımlar yaptık. Kriz döneminde herkes kaçıyor, geri adım atıyor, biz kasmıyoruz, yatırım yapıyoruz. Tabii ki  Allah kriz göstermesin. Ben iki kriz yaşadım ancak ikisinden de çok başarılı çıktım.”

“KONTROL KESİNLİKLE BİZDE OLMALI”
Biraz önce farklı ülkelerdeki işadamlarından ortaklık teklifleri geldiğini söylediniz. Ortaklıklara sıcak bakıyor musunuz?
“Bazen iyi projeler geliyor, ama adamın parası yok. Sen ortak oluyorsun, o projenin kontrolünü eline alıyorsun. Büyük şirketler başka şirketlerin peşine takılıp gitmezler. Kontrol kesinlikle bizde olmalı. Su an Ruslarla görüşüyoruz, güzel projeleri var. Azerbaycan’da enerji projeleri var. Grup olarak bu projeleri değerlendireceğiz. Biz ‘imparatoruz’ demiyoruz. Ancak bir imparatorun da imparator olması için çeşitli ülkelere ihtiyacı vardır. Şimdi biz de bu yolda çok büyümek istiyorsak, çeşitli dallarda ortaklarla iş yapmamız gerekli. Her şeyi bizim bilmemiz mümkün değil. Sen bir iş yapmak istiyorsun, ama bu işi iyi bilenle yapman daha doğrudur.”

 

“100’ÜNCÜ YIL KUTLANMALI”
Hayallerinizdeki ulaşmak istediğiniz noktaya ulaştınız mı?
“Bizim yaşımız 50’yi geçti. Ama benim hedefim de, hayalim de inşallah bizim çocuklarımız dağılmadan bu şirketin 100’üncü yılının kutlanması. Bu gerçekleşirse o zaman ben de kendimin iyi bir yerde olduğumu, bu dünyada değilse de öbür dünyada hissederim. Ben hayal ettiğim yerdeyim. Ancak 100’üncü yılımızı, tabi ki ben olmayacağım ama, çocuklarımız, torunlarımız kutlarlarsa, grup olarak hayal ettiğimiz yere gelmiş olacağız.”

“YA HAYATA RAZI OLACAKSIN…”
İş hayatının yanı sıra sosyal yaşamda da girdiğiniz yerlerde ön planda oluyorsunuz. Nasıl zaman ayırabiliyorsunuz?
“Herkesin zaman sıkıntısı var. İşin dışında ayıracağın en güzel zaman ailene ayıracağın zamandır. Ama sosyal faaliyetlere girdiğin zaman da bunu göremiyorsun. Zaman zaman kendini huzursuz hissediyorsun. Hayat budur. Ya fabrika-ev arasında geçen hayata razı olacaksın ya da topluma yararlı olmak için bir şeyler yapmak isteyeceksin. Her şeyin bir bedeli var, herkes sonucuna katlanacak. Biz bu bedeli de zaten zaman zaman ödüyoruz. Paylaşımcı, birleştirici olma özelliğim var. Sosyal faaliyetlere gelince, Edelstaal Grubu içinde 30 yıldır görevim nedir? Proje üretmek. Onu hazırlayıp faaliyete geçirmek. O tamamlandığında hemen bir başka projeye yönelirim. Örneğin bu otelin arazisine sabah saat 06.00’da gelip oturmuşumdur. Güneş nereden doğuyor, kuş sesleri nasıl geliyor, rüzgar nereden esiyor? Akşam yine gelmişimdir, güneş nereden batıyor, rüzgar nasıl esiyor? En azından 7–8 kez gelmişimdir. Hayal kuruyorsun, hayalinin üzerine inşaatlar yapıyorsun. Hayal gerçekleştiği an benim için bitiyor. Şimdi hayalimde Marmaris ve Gölcük var. Onlar da bitince başka bir proje gelecek.

HOTİAD, DEİK ve DTİK’teki görevlerim sırasında da Hollanda’da birçok şeyi başlattım. Şimdi bakıyorum benim dediklerimi Hollanda’daki bir çok sivil toplum kuruluşu yapmaya başladı. Ben ‘STK’ları bir araya getirelim’ dedim, şimdi bir araya gelmiş 5-6 oluşum var. Ben Hollanda’da tekrar bir STK’yı düşünürsem o zaman yapılmayanları yapmam lazım. DEİK çok güzel gidiyor. DEİK önemli bir kurum. Türkiye’nin ekonomisinin bu hale gelmesinde katkısı olan bir kurum. DEİK mükemmel bir yolda. Değerli iş adamlarımızı bir araya getiriyor, ortaklıklar kurduruyor.”

“POLİTİKA, NASİP KISMET”
Politikaya atılmaya sıcak bakıyor musunuz?
“İnsan parlamentoda da toplumuna bir şeyler vermek, faydalı olmak ister. Ama şu anda böylesi bir görevi erken görüyorum. Nasip, kısmet, şu an bir şey diyemem. Bakarsınız kısmetimiz olur. Bir gün eğer parlamentoya girersem, HOTİAD, DEİK ve DTİK’te, Hollanda’da yaptığım çalışmalar kadar güzel çalışmalar yaparım.”

“İKİ SAAT KİTAP OKURDUM”
Kitap okur musunuz? Hangi tür kitapları seversiniz?
“2-3 yıldır işlerin yoğunluğundan dolayı zaman ayıramıyorum. Ama daha öncesinde her gün en az iki saat kitap okurdum. Siyaset, tarih, psikoloji, pazarlama, insan gelişimini anlatan kitaplar tercihimdir.”

“TENCERENİN YERİNİ DOLDURAMAZ”
Bir basın toplantısında ‘hiçbir şey tencerenin yerini dolduramaz’ dediniz. Yaşadığınız zorluklara vurgu yapmak için mi bu ifadeyi kullandığınız?
“Evet, çok zorluklar yaşadım. Kolay olmadı. Ama her şey oturduktan sonra o tencerenin katkısıyla iş kendi kendine büyüdü bu hale geldi. Kredi alacak imkan da yoktu. Yoktan var etmek çok zor. Bunu başardık. Çok da çalıştık. Gençliğimizin en güzel yıllarıydı. En azından 10 sene ev ev dolaşıp tencere sattım hanımımla beraber. Bir tek bizde değil, dünyada herkes tencerenin içini doldurmak için çalışır. Şu an dünyadaki en güzel tencere o tenceredir. Dolayısıyla hepimiz onun içini doldurmak için çalışıyoruz. Yoksa nasıl doyacağız.”

 

“AİLECE, DOSTÇA SARILIYORUZ”
Paylaşımcı bir kişiliğiniz var.
“Bizde çalışanların çoğu 15-20 seneliktir. Üst düzey kadromuz 15-20 yıldır çalışıyordur. Bizde işe başlayan ne bizi bırakabilir, ne de biz onu. Birbirimize ailece, dostça sarılıyoruz. Bu tek benden gelmiyor bütün aileden geliyor. Çalışanlarımız Edelstaal Grubu’na kesinlikle Turgut’undur ya da şunundur diye bakmıyor. Kendi malı gibi sahipleniyor. Sabah kahvaltımı evde yapmam, gider firmadaki çalışanlarla yaparım. Bazıları,‘Ya abi, senin koruman yok, bir şeyin yok. Doğrudan odana giriyorlar’ diyor. Bizde olmaz. Ben nasıl adamı yarım saat kapıda bekleteyim? Olacak iş mi bu? Bu konuda rahatsız olurum. Beni insanlar zaten bu halimle sevmiş, ben niye değişeyim ki. Çalışanım bana derdi ile geldiğinde çözmeden göndermem. Adam sana 5 sene, 10 sene, 20 sene emek vermiş. Bugün hasta olmuş, ne yani ona bakmayalım mı? Bunu Allah kabul eder mi? Bizim özelliğimiz sadece çalışanlarımıza böyle davranmak değil. Benimle 20 sene önce arkadaş olan bugün de arkadaşım.”

ÇOCUKLARLA TOPLANTI
Ailenin küçük fertleriyle de yakından ilgileniyorsunuz.
“Yılda bir kere aile toplantısı yaparız. 6-14 yaş grubu çocukları toplarım. İstediklerini, gözlemlerini sorarım. 3 saat toplantı yaparım. Herkes orada düşüncesini söylüyor. Biri ‘havuzda şunu gördüm eksik’, bir diğeri ‘Seneye çocuk parkına şunu yapalım’, başkası ‘Şunun rengi böyle olsun’ diyor. Düşündüklerini mektup halinde verirler. Sonra istemlerini dosyalar  evlerine gönderirim. Sonraki yıl toplantıda yapılmayanların hesabını sorarlar. ‘Amca bu niye olmadı, bunu niye yapmadınız, bu neden eksik’ diye. Böyle, böyle çocukları geleceğe hazırlıyoruz. Ölümlü dünya. Çocukların ‘küçükken amcamla böyle toplantılar yapmıştık’ diye beyinlerinde kalsın istiyorum. Çocukların yazdığı tüm mektupları saklıyoruz.”

 

© InterAjans – Her hakkı saklıdır.