Hollanda'daki Türkler Çaresizliğe Çare Arıyorlar

Hollanda’daki Türkler çaresizliğe çare arıyorlar!

BOZUK OLAN TÜRKİYE – HOLLANDA İLİŞKİLERİNİN ÇÖZÜMÜ  İÇİN GÜÇLÜ BİR PLATFORM KURULMASINA ÇALIŞILIYOR

DEİK- DTİK Avrupa Bölge Komitesi Başkan Vekili Turgut Torunogulları’nın girişimiyle yüze yakın etkin isim bir araya geldi

Türkler kahredici sorundan çok rahatsızlar…


Hollanda’da yaşayan yarım milyonu aşkın Türk topluluğu, iki ülke arasında yaşanmakta olan sıyasi ihtilaflar nedeniyle çaresizlik içindeler. Ülkede varlıklarını sürdüren Türk sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlardan oluşan çeşitli platformlar, iki ülke arasındaki siyasi çekişmeye derman bulamıyorlar.
Kuruluşlar ve platformlar arasındaki uyumsuzluk, yarım milyonu aşkın Türk topluluğunun sesini duyuramıyorlar.
Türkler arasındaki bu uyumsuzluktan yararlanan Hollandalı siyasetçiler, ellerine geçmiş olan bu fırsatı iyi değerlendirerek, Türkiye’nin ve Türkler’in sorunlarına duyarsız kalıyorlar.
Türk sivil toplum kuruluşları ve bu kuruluşlar tarafından oluşturulmuş platformların etkisiz bir halde olduğunu saptayan Turgut Torunoğulları, taşımakta olduğu pek çok etikete güvenerek yerni bir inisiyatif girişiminde bulundu.
Turgut Torunoğulları, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu DEİK ve Düny İş Konseyi DTİK’ın Avrupa Bölge Komitesi Başkan Vekilliği’nden başka, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluğu’nda  Hollanda Türkleri’ni temsil ediyor.
Hollanda’da uzunca bir sokaktaki gayrı menkullerin tamamını satın alacak kadar başarılı bir işadamı olan Torunoğulları, Türkiye’deki turizm ve inşaat yatırımları ile tanınıyor. Torunoğulları, geçen yıl 11 mart günü Hollanda’da yaşanan diplomatik krizin en kızgın anında, o günün Dışişleri Bakanı Bert Koenders’i, sahibi olduğu Edelstaal Holding’ine getirtecek kadar da etkili ve sevilen bir insan olarak biliniyor. İşte, yukarıda hatırlatmaya çalıştığımız  Turgut Torunoğulları, Hollanda’da yaşayan Türkler’i kahreden diplomatik sorunun çözümlenmesi için kurulması gereken etkili bir platformun temelini attı.

 

Den Bosch şehrindeki Edelstaal Holding’in merkezinde, HOTİAD, MÜSİAD, NETUBA, TOV, TOVER gibi Hollanda Türk iş dünyasının ileri gelenleri ile birlikte akademisyenler, gençlik ve  kadın kuruluşları, hemşehri dernekleri ve  medya mensupları olamak üzere yüze yakın seçkin Türk’ü bir araya getiren Torunoğulları’nın toplantısını, kardeşi Ertan Torunoğulları, usta moderatörleri aratmayacak bir şekilde yönetti.

 

Edelstaal Group, Orka Otelleri ve Netuba Yönetim Kurulu Üyesi olan Ertan Torunoğulları, toplantıyı açarken yaptığı konuşmasında şunları söyledi:

“Hollanda Türkiye arasında siyasi gerginlik var. Bu siyasi gerginlikten Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımız, ticaretle uğraşanlar, meslek sahibi olanlar etkilenmektedir.

Bugün burada yaptığımız toplantıda her kesimden her sivil toplum kuruluşundan temsilci bulunmaktadır. Gelin, birlik beraberlik içerisinde haraket ederek sorunları çözmek için projeler üretelim, bu projeleri de rapor edip dosyalar halinde Türkiye’de ve Hollanda’daki mevcut hükümetlere sunalım. İki ülke arasında milyarlarca avroluk yatırımlar mevcuttur. Ticari çıkarlar söz konusu olunca çözülmeyecek sorunlar yoktur. Bugün burada toplanmamızın sebebi ‘haklar verilmez alınır’ sözünden yola çıkarak birlik beraberlik içerisinde hareket ederek sorunlarımızı tartışıp neler olduğunu belirleyerek çözmeye çalışacağız”

TURGUT TORUNOĞULLARI’NIN KONUŞMASI:

Sözlerine, “Bu toplantıyı gerginlikleri gidermek için yapıyoruz,  gerginlik çıkarmak için değil” diyerek başlayan Torunoğulları, şöyle devam etti:


“Hollanda genelinde faaliyet gösteren irili ufaklı yüzlerce Türk kökenli sivil toplum kuruluşu (STK) bulunuyor. İlk bakışta çok örgütlü bir toplum görüntüsü vermemize karşılık, günümüzde bireylerin talep ve beklentilerindeki hızlı değişimler,  toplumun ekonomik ve sosyal yapısını derinden etkilemektedir. Ortaya çıkan değişimleri, toplumun ihtiyaçları doğrultusunda yönlendirebilmek her zaman mümkün olamamaktadır. Söz konusu süreçte toplumsal sorunları, uzun vadeli, toplum lehine çözümler üretme ve siyasal iktidar nezdinde farkındalık yaratma çabasındaki Sivil Toplum Kuruluşları (STK), önemli aktörler olarak karşımıza çıkmaktadırlar.

 

Aktif  bir sürecin başlamasında; çoğulcu ve insan odaklı kararlar alınmasında, STK’lar belirleyici olabilirler. Bu niteliği ile STK’ ların, kamuya sundukları hizmetin yanında, politika ve stratejilerin oluşumunda, yürütülmesinde pay sahibi oldukları görülmektedir.
Diğer taraftan, STK’ lar yerel ve merkezi idarenin aldığı kararlarda önemli bir paydaş rolünü üstelenmektedirler. Sivil Toplum Kuruluşları kamunun ve özel sektörün yanında  üçüncü bir sektörü üstelenebilmektedirler. Tek başlarına üstesinden gelemeyecekleri sorunlar karşısında etkinlikleri artırabilmek amacıyla aralarında işbirliğine gitmektedirler. Böylece Sivil Toplum Platformları (STP) adı verilen üst yapılar ortaya çıkmaktadır. Hollanda’da gün geçtikçe STP’lerin sayısı artış göstermektedir. Yerel ölçekte varlık gösteren ve bu çalışmada, birer sivil insiyatif olarak STP’lerin toplum açısından yeri ve önemi sorgulanmaktadır. Geçmiş yıllarda  DTİK  adına Avrupa’nın genelinde yapmış olduğumuz çalışmalarla hazırladığımız raporlarla  bir çok sorumuzu çözdük.
Gelişen olaylar tekrardan  bir araya gelerek  neler yapabiliriz, bu sorunların çözümüne nasil katkı verebiliriz. ”

Hollanda ile Türkiye arasındaki gerginliğe değinen Torunoğulları konuşmasına şöyle devam etti:


“Hollanda Türkiye arasında siyasi gerginlik var. Bu siyasi gerginlikten Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımız, ticaretle uğraşanlar, meslek sahibi olanlar etkilenmektedir. Gelin, birlik beraberlik içerisinde haraket ederek sorunları çözmek için projeler üretelim, bu projeleri de rapor edip dosyalar halinde Türkiye’de ve Hollanda’daki mevcut hükümetlere sunalım. İki ülke arasında milyarlarca avroluk yatırımlar mevcuttur. Ticari çıkarlar söz konusu olunca çözülmeyecek sorunlar yoktur. Hollanda’da yaşayan yarım milyon Türk ilk bakışta çok örgütlü bir toplum görüntüsü veriyor fakat günümüzde talep ve beklentiler hızla değişirken bizler bu değişime ayak uydurabiliyor muyuz?

İki ülke arasında yaşanan krizleri istemiyoruz. Demokrasinin beşiği denen Hollanda’da geçen sene Türkiye’den gelen Bakanları kabul etmediler. İnsan haklarına saygısızlık olmuştur. Türkiye’de yapılan seçimler öncesi Bakanların Avrupa’ya gelmelerinde biz vatandaşlar olarak bir sakınca görmüyoruz. Hollanda’da 500 bini aşkın Türk yaşıyor. Bu Türkler’in birçoğu ticaretle uğraşıyor. Bakanlar gelirse sorunlarımızı bizzat kendilerine iletme olanağımız oluyor. Türkiye’den buraya siyasi parti temsilcilerinin gelip toplantı yapmasının kime zararı olur. Biz bu ülkenin de Türkiye’nin de yasalarına saygılıyız. Eğer izin verilir de, gelirlerse sorunlarımızı, isteklerimizi bizzat kendilerine iletme şansımız olur. Hollanda ve Türkiye’de yapılan seçimlere mutlaka katılalım, oylarımızı kullanalım”

 


KATILIMCILAR DA KONUŞTU

Turgut Torunoğulları’nın konuşmasından sonra katılımcılara sıra ile söz verildi.

Egitim Uzmanı ve araştırmacı Zeki Aslan, “Eğitimle ilgili güvensizliği ortadan kaldırmazsak başarılı olamayız. Yabancı uyruklu çocukları eğitime 1-0 yenik başlamaktadırlar. Hollanda hükümeti yabancı çocuklar için 850 milyon avro kaynak ayırmaktadır, bu kaynaktan yabancı uyruklu çocuklar yararlanamamaktadır. Yapılan araştırmalarda ayrılan bu kaynakların amaç dışı kullanıldıgı görülmektedir. Ayrıca yabancı çocuklar CİTO testlerinde oldukça zorlanmaktadır. Bu testler de çok kültürlü bir toplum için hazırlanmış degil bu konuda da ciddi çalışmalar yapılmalıdır” dedi.

Hollanda Türk Kadınlar Derneği Başkanı Sibel Saki, “ Sivil toplum kuruluşların yaptığı bugünkü gibi toplantılara Hollandalı sivil toplum kuruluşların da çağrılmasını gerekli buluyorum. Sorunlar hepimizin sorunlarıdır” diye konuştu.

TV yapımcısı Ömer Hünkar Ilık, “Son yıllarda Hollanda’nın güvenlik sorunu var. Hollanda’ya sonradan gelen Suriyeli, Iraklı, Afgan, Bulgar vatandaşları ile Türkler birlikte kıyaslanmaktadır. Hollandalılar bakış açılarını değiştirmeyerek Türkleri Truva atı olarak düşünerek yanlış ön yargılı davranmaktadırlar. Gençlerimizden ricam, eğitime önem vererek önemli yerlerde görev almalarıdır” dedi.

Durmuş Doğan, “ Hollanda tarihine baktığınızda Türkleri hiç sevmemiştir, Türkler hakkında en ufak bir olayı medyası geniş ve kötü şekilde işleyerek halkına sunmaktadır. Halbuki tarihe baktığınızda Türkler Hollandalılara zor günlerinde yanında olup yardım etmiştir. Sivil toplum kuruluşları olarak birlikte mücadele ederek sorunlarımızı çözmek için çalışmalarımız devam edecek, yarayışlı olan bugünkü toplantının başka toplantılara vesile olmasını dilerim” dedi.

Mustafa Ayrancı, “ Ötekileştirme olduğu müddetçe sorunları çözemeyiz. İnsanlar arasında ayrışma, ayrımcılık yapıldığı müddetçe sorunları çözmekte zorluk çekeriz, benden olmayanı dinlemem felsefesi ortadan kalkmalıdır” dedi.

Hatice Can Engin de konuşmasında, “Bu gün burada düzenlenen toplantıya büyük önem vermekteyim. Hollandada gelişen bu olumsuzluklar toplumumuzu derinden etkilemektedir. Türkiye ile Hollanda arasında gelişen bu olumsuz hava Hollanda da yaşayan ve hayatlarını bu ülkede sürdüren bizleri 1. Derecede etkiliyor. Bu alanda yapılacak ve düzenlenecek olan girişimler önemlidir. Biz iki üle siyasetçilerine sag duyu çagrısında bulunuyoruz. Güçlü bir lobi oluşturulması için yapılan be girişime destek verilmeli . bu gün buraya gelenlerde bunu görmekteyiz” şeklinde konuştu.

Cemile Sezer , “Hollanda ve Türkiye bizler için önemli. Biz ikisinden de vazgeçemiyoruz . Hollanda daki kurum ve kuruluşların karar mekanizmalarında bulunmalı ve oraların yönetimlerine girmeliyiz. Ben bu bağlamda bazı Hollanda kurumlarının yönetimine girdim. Bazı çalışmaları karşı taraftan beklememeli, kendimiz insiatif almalıyız. Yetenekli olanlara ve çalışmak isteyenlere Hollanda ve Hollandalılar şans vermektedirler ” dedi.

Hollanda’da Türkler İçin Danışma Kurulu IOT Müdürü Ahmet Azdural yaptığı konuşmada şunları söyledi:konuşmasında

‘Hollanda ile Türkiye arasında gelişen olumsuz siyasi atmosferde basının da büyük rol oynadığına ve Türkler ile ilgili çıkan haberler ne yazık ki her geçen gün olumsuzluklarla doludur.Hollanda Parlamantosuyla Hollandalılar arasında da bazı sorunlar mevcut. Yabancılar bu grup arasında ise Türklere karşı bir güvensizlik sorunu var. Hollanda Hükümeti tarafından ciddiye alınmak istiyorsak Yüzümüzü Hollandaya dönmeliyiz . Biz IOT olarak bugünkü toplantıya büyük önem vermekte ve bu girişime destek verecegiz. Önümüzdeki dönemde geliştirilerecek olan inisiyatiflere de destek olacağız.’

Hatice Işık Beker, “Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan diplomatik krizin ardından iki ülke ticari ilişkilerinin kopmaması ve daha yogun devam etmesi için NETUBA iş konseyi 2017 yılında yaptığı çalışmalara hız kesmeden devam etti. Hollandalı iş adamı Turgut Torunoğulları ile beraber gerçekleştirilen bu aktivitelerin genel amacı yaşanan bu olumsuzluklardan Türk ve Hollandalı is adamlarının en minimum seviyede etkilenmesi idi. NETUBA is konseyi gergin dönemde İstanbul’da Ofis açmak ile ilişkilerin hız kesmeden devam etmesi icin elinden geleni yapmaktadır.” dedi.

Bilal Saki, “ Önemli kararların alındığı mercilerde temsil edilmiyoruz. Temsil edilebilmemiz için sendikalarda, kararların alındığı önemli yerlerde görevler almalıyız” dedi.

Diğer konuşmacılar da Hollanda ve Türkiye arasında gerginlige degil hoş görüye ihtiyacımız var. Her iki tarafında siyasetçilerini sag duyuya ve empati yapmaya davet ediyoruz şeklinde konuştular.

Toplantının kapanış konuşmasını yapan Turgut Torunogulları da bu gün burada konuşulan sorunlarımızın bazılarını biliyorduk. Bu etkinlige katılan ve yeni öneri getiren arkadaşlarımızın bu önerilerini not aldık. Önümüzdeki günlerde bu çalışmalarımızı genişleterek sürdürecegiz. Bu konudaki notları ve taleplerimizi Hollanda ve Türkiye’deki yetkili makamlara iletecegiz.

 

Mehmet Soytürk,” Turgut Torunoğulları ile HOTİAD’ta Maastricht zirveleri yaparak birçok sorunların çözümüne katkıda bulunduk. Turgut Torunoğulları DEİK ve NETUBA kuruluşlarında aktif görevler üstlenmektedir. Avrupa’da yaşayanların sorunlarını iyi etüd ederek çözüme kavuşturmak için elinden gelen gayreti göstermektedir. Turgut beyin bu girişimini takdir ve tebrik ediyorum.İnşallah  bu girişim, bu toplantı güzel sonuçlar doğrur” dedi. 

Hatice Işık Beker, "Hollanda ile Türkiye arasında yaşanan diplomatik krizin ardından iki ülke ticari ilişkilerinin kopmaması ve daha yogun devam etmesi için NETUBA iş konseyi 2017 yılında yaptığı çalışmalara hız kesmeden devam etti.

Hollandalı iş adamı Turgut Torunoğulları ile beraber gerceklestirilen bu aktivitelerin genel amacı yaşanan bu olumsuzluklardan Türk ve Hollandalı is adamlarının en minimum seviyede etkilenmesi idi. NETUBA is konseyi gergin dönemde İstanbul'da  Ofis acmak ile ilişkilerin hız kesmeden devam etmesi icin elinden geleni yapmaktadır." dedi.

Toplantıda, Avukat Nazmi Türkkol, İşadamı Gülali Alkılıç, Kasım Akdemir, Tarık Saki yaptıkları konuşmalar ile dikkat çektiler.

DENK, BİR TEPKİ PARTİSİDİR

Yapılan konuşmaların ve sorulan soruların ardından kürsüye tekrar gelen Turgut Torunoğulları,
 “ Toplantımızın amacına ulaştığı için mutluyum, hepinize teşekkür ederim. Çok renklilik, çok seslilik zenginliktir. Ertan bey’in dediği gibi dünya tek renkli, tek sesli olsa bu kadar güzel olur muydu? Bugün burada ortak çıkar, hak ve özgürlüklerimiz adına, hoşgörü ve birlik beraberlik için bir adım atmış bulunuyoruz. Burada Mustafa Ayrancı ve Durmuş Doğan beyler, biribirlerini anlayışla karşılıyorsa ortak paydada buluşabiliyorsa bu iş olacak demektir. Az önce bir arkadaşımız, DENK Partisi’nin insanları ayırıştırdığını söyledi. Bu düşünceye katılmıyorum. DENK Partisi bir tepki partisidir. DENK’e oy veren sadece Türkler değil, Hollandalı ve diğer yabancılar da var. Demek ki diğer siyasi partilerde bu arkadaşlarımız kendilerini ifade edecek ortam bulamamadılar ve demokratik haklarını kullanarak böyle bir parti kurdular. Ayrıca burada DENK partisinden kimse olmadığı ve doğacak cevap hakkını kullanamayacakları için bu eleştiriyi uygun bulmadım” dedi.

 

Toplantı sonunda katılımcıların t tebrik ettiği Turgut Torunoğulları bir  yemek verdi.
Yemek sırasında katılımcılar, uzun süre görmedikleri arkadaşları ile görüşme fırsatı buldular ve toplantı hakkında düşünce, görüş ve fikirlerini paylaşma imkanı buldular.
İlk kez bu tip bir tolantıya katılan ve isminin açıklanmasını istemeyen bir katılımcı, “Turgut bey Hollanda Türk toplumuna Mevlana gibi ( Gel kim olursan yine gel ) çağırı yaptı. Toplantıya gelirken ön yargılıydım. Fakat katılımı görünce Turgut beyi yürekten tebrik ettim’’ dedi.